“Adalar’da bütün yollar yaya yoludur” denirdi ya, bunu 2 Şubat Pazar günü deneyimleme imkanı bulduk.
Hava güneşli ve tatlı bir ilkbahar kıvamında.
Şehirden gelenler kendilerini yollara bırakmış, ellerinde cep telefonları, buldukları her güzelliğin peşine düşmüşler. Kimileri kedileri, kimileri güzelim evleri, en çok da kendilerini yerleştirip basıyorlar fotoğraf tuşuna. Çocuklar sere serpe. Oraya buraya koşturup duruyorlar.
Bisikletliler gruplar halinde. Kimisi kiralamış, kimisi şehirden taşımış, rahat.
Arada sırada geçen 3 tekerlekli akülü araçlar olmasa rahatsızlık veren hiçbir şey olmayacak.
Faytonların yokluğunda ziyaretçi profili de değişmiş. Her yaş grubundan gençler, rengarenk, elele...
Yollar bal dök yala misali.
Kış neredeyse uğramadı ya, adanın güneye bakan ve korunaklı kalmış köşelerinde begonviller hala direnmekte. Mimozalar açtı açacak.
Cafeler, lokantalar dolu. Eskibağ ve Viranbağ gazinolarında uzun kahvaltı devam etmekte. Masalar güneşe taşınmış. Sere serpe.
Luna Park Meydanı’nın çevresindeki yeşilliklerde, Yörük Ali yolundaki ahırlardan bırakılmış atlar dolaşıyor, yemleniyor ve gelip geçene güzel fotoğraf oluyor.
Ama en çok da kediler.
“Adalar’da bütün yollar yaya yoludur” denirdi ya, hep böyle kalsa demeden yapamıyor insan...
