minnacık bir balık bir yaprak gördü
körpe - yeşil - ve yemiş bahar güneşini
-yaprak değildi bahardı gördüğü-
ve o düşle fırladı denizden
ve düştü kaldı
balık ki yaprağı görüp sarhoşladı
o ben’im işte
erik ağacından düşen yapracık
damarlarında hâlâ özsuyun hazzı
bir gözyaşıyla
sapından sarkan
yaprak ki düştü erik ağacından
o ben’im işte
ve çiçekler arasındaki erik ağacı
güneşe ve yağmura dikmiş gözünü -
-güneş ki olduracak meyvesini
yağmur ki besleyecek meyvesini
meyve ki sürdürecek erik ağacını
ağaç ki çiçekler arasında
o ben’im işte
ve meyve ki güneş kokar
usulcana erir ağzında
ve bir an emip de çekirdeğini
ya yere atarsın ya da denize
o çekirdek ki mutlu
o ben’im işte
zahrad (zareh yaldızcıyan)
çeviri: can yücel