Adalar’da yerel bir gazete var. Gazete demeye bin şahit ister. Başka yerlerde de örnekleri vardır böylelerinin. Kim beslerse, onun borusunu öttüren cinsten.
Söz konusu “gazete”, 7 Eylül günü bir haber yapmış.
Büyükada’da yeni açılan Burger King ile ilgili. Başlıktan spota, ilk cümleden üçüncü son cümleye kadar art arda yalanlar sıralanmış.
Açılan Burger King’in işletmecileri 5 ortakmış. İsimler geçiyor. İsimlerin ilk dördünün bu açılan işletmeyle ilgisi yok, ortaklıkları da yok. Onlar işletmenin açıldığı yerin mülk sahipleri. Yani mülklerini kiralamışlar. Üstelik yeni kiralanmış bir yer de değil. Hatırlayanlar bilir, o yer bu dört isim tarafından 2007’de alınmış, adanın yaz kış açık ilk kültür merkezi olan Adaevi açılmıştı. İki yılda yüze yakın kültür-sanat etkinliği yapılmıştı orada. Ama rahat bırakılmadı. Zamanın yerel iktidar sahipleriyle işbirliği yapan bir bina sakini tarafından sürekli taciz edildi ve taşınmak zorunda kalındı. O yer o günden bugüne, yani 10 yıldır kirada.
Ama “haberci” ilk cümleye çamur at izi kalsın diyerek sıkıştırıyor bu uydurmalarını. Ve sonuna kadar da devam ediyor.
Bu tarz habercilik ne yazık ki, toplumda yukarıdan aşağıya hızla yayılan çürümüşlüğün bir tezahürü. Hem ulusal ve hem de yerel düzeyde o kadar yaygın ki ve iktidar mahfillerine yakınlık o kadar ciddi bir kalkan ve cezasızlık oluşturuyor ki insan kendisini çaresiz hissediyor. Yine de kişilik haklarına yapılan bu saldırı için dava açmaktan başka yol yok. Bu da yapılıyor.
Sözümüz bu ”habercilere” değil. Çünkü örnekleri her yerde ve bol. Sözümüz, siyasi-ticari ve terfi hesaplarıyla bunları kullananlara. Beyler, paşalar, “keser döner sap döner” diye başlayan güzel bir deyiş vardır bilirsiniz. Bugün başkalarına, yarın size. Aynı sözümüz, bu yalan ve uydurmalarla bezeli olduğu besbelli haberini alıp sosyal medyada paylaşıp, altına da yorum yazanlara.
Bu kirliliği hiç değilse şu küçük coğrafyamızda temizlemeyi beceremez miyiz?