Her yıldönümü bir umut. Biraz kendimizi kandırma tarafı olsa da, böyle.
2021’in son günü ile, 2022’nin ilk günü arasında ne farkı var ki? Biri eski yılda kalmış, öteki yeni yıla başlangıç olsa da…
Bu Adalı’da kaçıncı yeni yıldönümü yazım, hatırlamıyorum.
Her seferinde, yeni yılın güzelliklere kapı açması dileğiyle başlıyor ama sonunu getiremiyoruz. Ne hazin!
Yaş ilerledikçe, sayılı günler azaldıkça beklentilerin tonu da düşüyor mu acaba?
Yani sorun tek başına toplumca yaşamakta olduklarımız ve dışımızdaki dünyanın halinde değil, kendi iç dünyamızda olup bitende sanki.
Yine de umudu yitirmeyelim. Morali yüksek tutalım. İyilikler, güzellikler bizim olsun. Dileğimiz böyle olsun.
…
2022’nin bu ilk sayısıyla, Adalı’da yeni bir değişimin de kapısını aralıyoruz.
Adalar Vakfı’nın Danışma Kurulu toplantısı sonrası kurulan çalışma gruplarından biri de yayınlarla ilgili. Adalı yayınları, Adalı dergisi ve internet üzerinden sürdürülen yayınlar, çalışma grubumuzun gündeminde oldu, olacak.
Çalışma grubu, aralık ayı içinde ilk iki toplantısı yaptı.
İkincisinde ağırlıkla Adalı dergisi konuşuldu.
Destekçilerimizin, yazarlarımızın, katkıda bulunanların daha da artacağı bir dönemi giriyoruz. Son derece umut verici değerlendirmeler, öneriler geliyor.
Bu sayımıza tam anlamıyla yansımasa da, önümüzde çok daha kapsamlı, çok daha doyurucu bir Adalı bulacaksınız.
Bu sayıda, Beyaz Rusların İstanbul’a ve Adalar’a adım atmalarının yüzüncü yılı vesilesiyle hazırlanan ve Teyfur Erdoğdu- Ece Tanyeli ortak imzasıyla yayınlanan makaleyi bu açıdan değerlendirmenizi öneririm. Adalar’ın tarihine yönelik bu benzer araştırmalar, hep gündemimizde kalmaya devam edecek.
Cihan Yiğin arkadaşımız tarafından 2021 ilk aylarında başlayan ve her ay kesintisiz süren Basın Tarihinde Adalar sayfalarımızda olduğu gibi. Ne kadar öğretici, ilgi çekici hata bugüne ve yarına ilham verici bilgiler yer alıyor, kaçıranlara dönüp dönüp tekrar bakmalarını öneririm.
İnsan öykülerine, profil yazılarına ve söyleşilere önümüzdeki sayılarda daha fazla yer vereceğiz. Bu sayıda, Pınar Satıoğlu arkadaşımızın yaptığı, kendisi küçük, anlamı büyük söyleşi gibi.
Bu sayımızın en önemli dosyası ise, “2021 Adalar Günlüğü”. Bir “Adalar Almanağı” niteliğindeki bu çalışmanın, gelecek için önemli bir kaynak yayın oluşturduğunu düşünüyoruz.
…
Yılı bitirirken bir grup Adalı arkadaşımızın Ergene derin deniz deşarjını durdurmak için açtığı dava bir umut oluşturmuştu.
2022’nin ilk günlerine de, adı Marmara’nın korunmasına yönelik eylem planının bir parçası gibi sunulan, ama sonuçta kirleticiliğe katkısı onbinde bir bile olmayan, aralarında Adalar’ın da bulunduğu üç beldenin imar yetkisini yerelden bakanlığa taşıyan Cumhurbaşkanı kararına karşı Danıştay’da açılan dava ile giriyoruz.
Oylarımızla seçtiğimiz yerel yönetimlerin elindeki en önemli ve değerli aracı, planlama yetkisini elden alacak, hazırlanmasına katkıda bulunduğumuz ve İBB meclisine sunulmuş olan 1/5000’lik nazım imar planımızı çöpe atacak bu bir nevi kayyum girişimine tüm Adalıların karşı durması önemli.
Umarız sonuç alınır.
İyi yıllar